top of page
  • Instagram
  • Youtube
  • LinkedIn
arkaplan.png
Ara

Hibrit çalışma modelinde “Biz” duygusunu nasıl koruyacağız?

  • 18 Ağu
  • 4 dakikada okunur

Hibrit çalışma modeli, artık bir deney değil, iş dünyasının kalıcı bir gerçeği. Şirketler, teknolojik altyapıyı ve operasyonel süreçleri bu yeni düzene adapte etme konusunda önemli adımlar attı. Ancak terazinin diğer kefesinde, birçok organizasyonun en değerli varlığı olan şirket kültürü, bu geçiş sürecinde sessiz bir erozyon riskiyle karşı karşıya. Ofisin koridorlarında, kahve molalarında ve ortak çalışma alanlarında organik olarak yeşeren o "biz" duygusunu, ekranların ayırdığı bir düzende nasıl canlı tutabiliriz?


Hibrit Çalışma Modeli

Güçlü bir hibrit çalışma kültürü inşa etmek, sadece verimliliği değil, aynı zamanda uzaktan çalışma motivasyon seviyesini, çalışan bağlılığını ve en iyi yetenekleri elde tutma becerisini de doğrudan etkiler. Bu rehberde, hibrit modelde kültürü tehdit eden unsurları teşhis edecek ve sağlam bir dijital şirket kültürü yaratmak için kanıta dayalı bir yol haritası sunacağız.


Hibrit Modelde Kültür Neden Zayıflar? (İletişim Kopuklukları, Adaletsizlik Hissi)


Şirket kültürünün hibrit düzende zayıflamasının temelinde iki ana dinamik yatar:


  1. İletişim Kopuklukları: Ofis ortamının getirdiği spontane etkileşimler, ayaküstü yapılan beyin fırtınaları ve resmi olmayan bilgi akışı, hibrit modelde neredeyse tamamen ortadan kalkar. Bu durum, ekip içi iletişim kanallarının zayıflamasına, bilgi silolarının oluşmasına ve çalışanların şirketin genel vizyonundan kopuk hissetmesine neden olabilir.

  2. Adaletsizlik Hissi (Yakınlık Önyargısı): Bu, hibrit kültürün en sinsi tehdididir. Ofise daha sık gelen çalışanların, yöneticileriyle daha fazla yüz yüze etkileşim kurarak farkında olmadan daha fazla görünürlük kazandığı, kariyer fırsatlarına daha kolay ulaştığı ve önemli kararlara daha fazla dahil edildiği bir "iki katmanlı" sistem oluşabilir. Uzaktan çalışanlar ise kendilerini dışlanmış, unutulmuş ve daha az değerli hissedebilir. Bu durum, ciddi bir motivasyon ve bağlılık kaybına yol açar.

  3. Bağlılığın toksik etkileri: Bazı bağlılık türleri ve bağlılıkla ilgili dozaj sorunu, kurum içi ilişkilere, iklime ve kültüre zararlı etkiler yapabilmekte, kurumun havasını toksik hale getirebilmektedir. Aşırı bağlılık ve sahiplenme, uygulamalara bakışın paylaşılmaması durumunda kişide demotivasyon ve hatta öfke birikimine yol açabilmekte, bu durum diğer çalışanlara yansıyabilmektedir.

  4. Yüksek turnover: Makul düzeyi aşan personel sirkülasyonu, kültürdeki homojen yapıyı etkilemekte ve yönetilebilir olmaktan çıkarabilmektedir. Bu durumda mevcut yapıyı fotoğraflamak, teşhis etmek ve bu teşhise yönelik adımlar atmak zorlaşmaktadır. Sıfır turnoverde ise yenilenememe handikapı karşımıza çıkmaktadır.

  5. Yönetsel gelgitler: Kurum yönetiminin kararlarına yaşanan gelgitler, tutarlı olmayan uygulamaların yaratacağı kafa karışıklıkları, sadece kurumun yönetiminin ve kurumun değil çalışanların da kültürel anlamda savrulmalarına yol açacaktır.


Bu sorunlar genellikle suyun altındaki bir buzdağı gibidir; yüzeyde her şey yolunda görünürken, altta yatan memnuniyetsizlik kültürü yavaş yavaş aşındırır. Peki, bu soyut "hisleri" ve görünmez "kopuklukları" nasıl somut verilere dönüştürebilirsiniz?


MOERS ile kurum kültürünüzü teşhis edin:


Kültürel sorunları çözmenin ilk adımı, onları objektif olarak teşhis etmektir.


  • MOERS Kurum Kültürü Analizi: Bu analiz, şirketinizin mevcut ve arzu edilen kültürünü bilimsel metotlarla haritalandırır. "İşbirliği", "İletişim Açıklığı" veya "Adalet" gibi kritik boyutlarda, hem ofisten hem de uzaktan çalışan gruplarının algıları arasındaki farkları net bir şekilde ortaya koyar. "Adaletsizlik hissinin" ne kadar yaygın olduğunu ve hangi departmanlarda daha yoğun yaşandığını rakamlarla görmenizi sağlar.

  • MOERS Yönetsel Check-Up: Kültür, liderler aracılığıyla yaşatılır ve yayılır. Bu check-up, yöneticilerinizin hibrit takımları yönetme becerilerini, iletişim tarzlarını ve ekip içinde eşitliği sağlama konusundaki etkinliklerini ölçer. Yönetsel sorunlarınız neler? Bu sorunlar organizasyon ya da koordinasyon kökenli mi yoksa planlama sorunlarınız mı ağır basıyor? Bu sorunlarınızı nasıl çözersiniz? MOERS Yönetsel Check-Up, yönetsel sorunlarınızın yanı sıra sorunların genel olarak kültür sorunundan mı yoksa belirli yöneticilerin hibrit liderlik yetkinliklerindeki eksikliklerden mi kaynaklandığını tespit etmenize yardımcı olur.


Bu analizler, size "Nerede problem var?" sorusunun net cevabını verir ve atılacak adımları belirlemek için sağlam bir zemin oluşturur.


Hibrit çalışma modelinde karşılaşacağınız sorunlar için çözüm yolları:


Doğru teşhisi koyduktan sonra, sıra bilinçli ve stratejik adımlarla hibrit kültürü yeniden inşa etmeye gelir.


1. Asenkron İletişimi Güçlendirin: Doğru Araçlar ve Kurallar Herkesin aynı anda çevrimiçi olmasını gerektirmeyen asenkron iletişim, hibrit modelin temelidir. Her konunun anlık bir toplantı veya mesajla çözülmesi gerekmediği bir kültür yaratın. Proje yönetim araçları, ortak dokümanlar ve belirlenmiş iletişim kuralları (Örn: "Acil değilse e-posta, hızlı soru için sohbet kanalı, beyin fırtınası için toplantı") ile ekiplerin farklı zaman dilimlerinde ve programlarda verimli çalışmasını sağlayın.


2. Dijital ve Fiziksel Ritüeller Oluşturun: Kültür, paylaşılan deneyimler ve ritüellerle güçlenir. Bunları hibrit düzene uyarlayın:

  • Dijital Ritüeller: Haftalık sanal kahve molaları, işle ilgili olmayan konuların konuşulduğu sohbet kanalları, online oyun turnuvaları veya ekip başarılarının kutlandığı sanal panolar.

  • Fiziksel Ritüeller: Ofis günlerini, herkesin masasında sessizce çalıştığı günler olmaktan çıkarın. Bu günleri, yoğun iş birliği gerektiren atölye çalışmaları, sosyal etkinlikler, ekip yemekleri ve beyin fırtınası seansları için bilinçli olarak tasarlayın.


3. Kapsayıcılığı Sağlayın: Yakınlık önyargısıyla mücadelenin en etkili yolu, katı kurallar koymaktır.

  • Her toplantının mutlaka bir video konferans bağlantısı olmalıdır.

  • Toplantı odasındaki katılımcılar da dahil olmak üzere herkesin kendi bilgisayarından toplantıya katılması, ekran paylaşımı ve sohbet gibi özelliklerden herkesin eşit yararlanmasını sağlar.

  • Söz almak için "dijital el kaldırma" özelliğinin kullanılması, odada olmayanların sözünün kesilmesini önler.

  • Tüm toplantı notları ve kararları, toplantıdan hemen sonra ilgili tüm taraflarla paylaşılmalıdır.


4. Teknolojiye Yatırım Yapın: Doğru teknoloji, mesafeleri ortadan kaldırır. Sadece video konferans araçları değil, aynı zamanda:

  • Ortak Çalışma (Collaboration) Platformları: Miro veya Mural gibi dijital beyaz tahtalar, bir ekibin fiziksel olarak aynı odadaymış gibi fikir üretmesini sağlar.

  • Anlık Mesajlaşma ve Proje Yönetim Araçları: Slack, Microsoft Teams gibi platformlar, bilgi akışını merkezileştirir ve şeffaflığı artırır.


Sonuç olarak, 


Güçlü bir hibrit çalışma kültürü tesadüfen oluşmaz; bilinçli bir şekilde tasarlanır, inşa edilir ve korunur. Bu süreç, öncelikle mevcut kültürünüzü dürüst bir şekilde teşhis etmekle, ardından iletişim, kapsayıcılık, ritüeller ve teknoloji üzerine kurulu stratejileri kararlılıkla uygulamakla mümkündür.


Hibrit çalışma modelinin getirdiği zorlukları birer fırsata çevirmek ve her çalışanın kendini değerli hissettiği bir dijital şirket kültürü inşa etmek için MOERS'in sunduğu analitik çözümlerle tanışın. Kültürünüzü şansa değil verilere dayandırın.


MOERS ArGe Ekibi

Yorumlar


bottom of page